Spor tarihine geçen 3 hareket
Yıl, 1936
2 sene önce Führer olarak Almanya’nın başına geçen Adolf Hitler ve Naziler ile ülkede faşizm dört bir yana hızla yayılıyordu. Hitler’in Aryan ırk takıntısı ve sözde gücünü kanıtlama eğilimi, Olimpiyat oyunlarını propagandaya alet etmek için biçilmez bir kaftan haline getirmişti. 1931’de Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin 1936’da düzenlenecek yaz olimpiyatlarının Berlin’de düzenlenmesine karar vermesi, işini kolaylaştırdı. Aynı zamanda yükselişteki ırkçılığın maskelenmesine de olanak verecekti.
ABD ve Avrupa’daki birçok ülke, insan hakları ihlali gerekçesiyle oyunların Nazi Almanya’sında yapılmasına karşı çıksa da itiraz ve boykotlar pek işe yaramadı.
Hitler’in ‘aryan ırkın yenilmezliği’ adı altındaki sapkın önermeyi altüst edecek kişilerden biri, ülkesi ABD’de siyahi olduğu için aynı zulmü yaşayan Jesse Owens oldu.
10 çocuklu bir ailenin en küçük çocuğu olan Owens, 22 yaşında olimpik bir atletti: Olimpiyatların bitiminde 100 metre, 200 metre, 4×100 metre ve uzun atlamada tüm rekorları altüst edip 4 altın madalya ile evine döndü.
Hitler, kendinden beklenmeyen bir hareketle ‘kendi kanından olmayan birinin, onun kafasında Alman atletlerine ayırdığı birincilik kürsüsüne çıkmasına sessiz kaldı, stadyumu terk etmedi. (1 gün önce yüksek atlamada altın madalyaya uzanan siyah atlet Cornelius Cooper Johnson yüzünden bu protestoyu yaptığı için şaşırtmıştı) Kimilerine göre olimpiyat komitesinin tepkisini daha fazla çekmemek için bu kez seremoniye kalıp Owens’ı selamlamıştı. Çok güvendiği, aryan ırkın önde gelen temsilcilerinden biri saydığı Alman Erich Borchmeyer ise yarışı beşinci sırada tamamlamıştı.
Owens, aynı yıl New York Times’tan Louis Effrat’a verdiği ve 25 Ağustos 1936’da yayımlanan röportajında şu ifadeleri kullandı:
“Hitler’in stadyuma geliş ve ayrılmak için belirli bir zamanı vardı. 100 metre yarışının ardından, hemen zafer töreninden önce ayrılmak zorunda kaldı. Ama o ayrılmadan önce bir yayına giderken stadyumda kendisine ayrılan bölümün yanından geçtim. O bana el salladı, ben de ona döndüm. Başka bir ülkede zamanın adamını eleştirmenin zevksizlik olduğu kanaatindeydim.”
Kısacası Hitler, Owens’ın galibiyetini tanımıştı.
Yıl, 1968
Meksika Yaz Olimpiyatları’na katılan Owens’ın ülkesi ABD’de siyahlara hala ayrımcı politikalar uygulanıyor, faşizmin etkileri sürüyordu. 200 metre erkeklerde ABD’den Tommie Smith altın madalya, Avusturalya’dan Peter Norman gümüş, ABD’den John Carlos ise bronz madalya kazanmıştı.
Üç sporcu da 16 Ekim 1968’de madalyalarını almaya çıplak ayakla çıktı: Podyumdan verdikleri mesajda siyahi Amerikalıların yoksulluğu vardı. İki siyahi atlet, dünyanın dikkatini çekmek için siyah eldivenler giyip, ulusal marşları çalmaya başlayınca yüzlerini yere eğdi, ellerini havaya kaldırıp yumruk yaptı… Bu olay tarihe ‘siyah yumruk selamı’ olarak geçti.
Yıl, 1973
Siyaset tarihinde serbest seçimlerle işbaşına gelen tek marksist lider olarak bilinen Şili devlet başkanı Salvador Allende, 11 eylül 1973 tarihinde Augusto Pinochet tarafından askeri bir darbeyle devrildi. Parlamento binasında öldürülen Allende’nin taraftarları,başkent Santiago’daki ulusal stadyumda kurulan kampa toplandılar. Birçok sosyalist Şilili bu stadyumda idam edildi.
Almanya’da düzenlenecek olan 1974 dünya kupası’nın ön elemeleri tam da bu stadyumda oynanıyordu. Usülen Güney Amerika dördüncüsü ile avrupa dokuzuncusu baraj maçında karşı karşıya gelecekti. Baraj maçına kalan bu iki takım Şili ve SSCB oldu.
Dönemin sosyalist süper gücü SSCB, ideolojik olarak kendisine yakın olan bir liderin öldürüldüğü ülkede ve onun taraftarlarının idam edildiği stadyumda futbol maçı oynamaya niyetli değildi. Moskova’da oynanan ilk maç 0-0 berabere sonuçlanmıştı. Ancak Şili’deki rövanş maçı büyük bir soruna neden olmuştu. Oynamayı reddeden SSCB, maçın tarafsız bir sahaya alınmasını, yoksa sahaya çıkmayacağını deklare etti. Ancak FIFA, maçın Şili’de oynanmasına hükmetti ve 21 kasım 1973 günü futbol tarihinde eşine ender rastlanacak bir gelişme yaşandı. O gün sahaya yalnızca bir takım çıktı, Şili santra yaptı ve golünü attı. Dönemin kuralları gereği santra yapan karşı takım olmayınca hakem maçı 2-0 hükmen Şili lehine tescil etti.
SSCB’yi bu şekilde geçen Şili, 1974 dünya kupası finallerinin açılış maçında Almanya ile karşılaştı. Bu müsabakada Şilili forvet Carlos Caszely, dünya kupası finallerinin ilk kırmızı kartını gördü (Sarı ve kırmızı kart uygulaması 1970 finallerinde uygulanmaya başlamış,ancak bu turnuvada hiç kırmızı kart gösterilmemişti.bu nedenle caszely’nin gördüğü kırmızı kart bir ilk olarak futbol tarihine geçti) Kartı gösteren hakem ise dünya kupası finallerinde maç yöneten ilk ve tek hakemimiz Doğan Babacan’dı.
Gözde S. Kadıoğlu
Odatv.com